Kıymetli Emekçinin Öyküsü Masalı
Kıymetli Emekçinin Öyküsü Masalı: Bir zamanlar, uzak diyarların en ışıltılı köyünde, kıymetli bir emekçi yaşarmış. Bu emekçi, adıyla değil, yaptıklarıyla anılan biriydi. Gün doğmadan önce uyanır, gün batmadan önce dinlenirdi. Toprağa ektiği tohumların büyümesiyle mutlu olan bu emekçi, köyün en değerli insanıydı.
Bir gün, köyün etrafını saran büyülü ormanın derinliklerinden gelen gizemli bir ses duyulmuş. Bu ses, köy halkını büyülemiş, herkesi meraklandırmıştı. Kıymetli emekçi, cesaretini toplayarak ormana doğru yola çıkmış. Yol boyunca karşısına çıkan engelleri sabırla aşmış ve nihayet büyülü ağacın altına varmış.
Büyülü ağacın altında, yaşlı bir peri belirmiş. Peri, kıymetli emekçiye bir görev vermiş. “Ülkemizin en değerli hazinesini bulabilir misin?” demiş. Emekçi, bu zorlu görevi kabul etmiş ve yola çıkmış. Yolculuğu boyunca karşısına çıkan her engeli sabırla aşmış, her zorluğun üstesinden gelmiş.
Sonunda, emekçi bir mağaraya varmış. Mağaranın derinliklerinde parıldayan bir ışık görmüş. Işığın peşinden giden emekçi, mağaranın en ücra köşesinde, toprağa gömülü bir sandık bulmuş. Sandığı açtığında, içinden köyünün en değerli hazinesi çıkmış; sevgi, saygı ve emek dolu yürekler.
Emekçi, hazineyi alıp köyüne geri dönmüş. Köy halkı, onun bu büyük başarısını coşkuyla karşılamış. Artık herkes biliyormuş ki, gerçek hazineler altın ve gümüş değil, sevgi dolu yüreklerdir. Kıymetli emekçi, köyünde her zaman sevgi ve saygıyla anılmış, öyküsü masallara konu olmuş.
Bu masaldan çocuklarımızın öğreneceği çok şey var. Değerli olanın maddi varlıklar değil, insanın içindeki güzellikler olduğunu anlamaları gerektiğini öğretiyor. Kıymetli emekçinin öyküsü, sabır, cesaret ve emeğin önemini vurguluyor. Peki, sen bu masaldan ne öğrendin?