Ali Baba’nın Çiftliği
Ali Baba’nın Çiftliği: Bir zamanlar, masallar ülkesinde Ali Baba adında genç bir çiftçi yaşarmış. Ali Baba, köyün en iyi çiftçisi olarak bilinir ve çiftliğinde her türlü sebze ve meyveyi yetiştirirdi. Ancak bir gün, çiftliğine garip ve büyülü bir tohum düşmüş.
Bu tohum, hiçbir çiçek veya bitkiye benzemiyordu. Ali Baba, merakla tohumu toprağa ekti ve sabırla büyümesini bekledi. Birkaç gün sonra, tohumun çimlenip büyüdüğünü gördü. Ancak bu bitki normal bir bitki değildi. Renkli yaprakları ve ışıl ışıl parlayan çiçekleri vardı.
Ali Baba, bu büyülü bitkiye “Işıldayan Çiçek” adını verdi. Işıldayan Çiçek, çiftliğin etrafına ışık saçıyor ve herkesin dikkatini çekiyordu. Köylüler, Ali Baba’nın çiftliğine akın etmeye başladılar, hepsi bu büyülü bitkiyi görmek istiyordu.
Bir gece, köyün kurnaz ve kötü niyetli cadısı, Işıldayan Çiçek’i çalmaya karar verdi. Cadı, karanlık bir pelerinle çiftliğe gizlice girdi ve çiçeği kökünden sökmeye çalıştı. Ancak Işıldayan Çiçek, cadının kötü niyetini hissetti ve büyülü gücünü kullanarak cadıyı etkisiz hale getirdi.
Sabah olduğunda, Ali Baba, çiftliğindeki karmaşayı fark etti ve Işıldayan Çiçek’in tehlikede olduğunu anladı. Hemen çiçeği kurtardı ve ona teşekkür etti. Işıldayan Çiçek, Ali Baba’ya minnettarlıkla baktı ve bir dilek hakkı verdi.
Ali Baba, bu dilek hakkını köyün tüm çocuklarının mutluluğu için kullanmaya karar verdi. Işıldayan Çiçek’in büyülü gücüyle köydeki tüm çocukların yüzleri gülümsemeye başladı. O günden sonra, köyde hep neşe ve mutluluk hakim oldu.
Bu masaldan çocuklar, her şeyin içinde birer değer olduğunu ve dostluğun, yardımlaşmanın ve sevginin her zaman kazandığını öğrenebilirler. Sizce, Işıldayan Çiçek’in büyülü gücünü nasıl kullanırdınız?